Deniz İçilmekle Bitmeyecek...
Bu yazı ne bir ağıttır ne bir sitem, bu yazı bir utançtır... Küçüklüğümden beri bende kalan bir alışkanlık vardır herhalde annem yüzünden. Okula beni geç kaldırınca sadece ekmek ve domates verirdi "hızlıca ye, bir yudum çay da iç hemen git okuluna," derdi. Şimdilerde de kısa bir vaktim varsa bir şey için, ekmek arası domates yapıp acıkan karnımı doyurmaya çalışırım . Deniz'in sofrasını ilk görünce aklıma ilk bu gelmişti. Sanırım Deniz'in de kısa bir vakti vardı. O yemeği çabuk bitirmeliydi. Bitiremedi... Dar bir zamana tutsak edilen bu yemeği de tam bitirememesi acıtmıyorsa bir yanlarınızı, o sade fotoğraf karesi hüzne boğmuyorsa göz diplerinizi; hiçbir süt, hiçbir ekmek içi, kalbinizin beşiğinde ağlayıp sızlayan bir bebeğin bile masumiyetini doyurmaya yetmeyecektir. Kendisine dokunmayan yılanı bin yaşatan sizler, su içen yılan da olsa dokunmayan ey sizler! Size sesleniyor o fotoğraf karesi!... Ölen kadındı, ölen bir Kürt'tü, ölen HDP'liydi tartışmaları sü