Kayıtlar

Eylül, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neden "Kadın" Demeliyiz?

Resim
  ➖➖ Kadın kelimesi "cinsiyet" belirtir "bayan" belirtmez. Dişi olana "Kadın" Eril olana "Erkek" denilir. Birine erkek diyorsanız karşı cinse mutlaka "kadın" demeniz gerekmektedir. Bay ve Bayan kelimesi hitap için uydurulmuş bir kelimedir. Cinsiyet belirtmez. Uydurulmuş diyorum, çünkü bay ve bayan kelimeleri cumhuriyet döneminde batılı kelimelere karşılık olarak kullanılmış kelimelerdir. Örneğin, Fransızca'daki mösyö ve madam kelimelerine karşılık... Emin olmamamla beraber, "bay" kelimesi güçlü, iktidarlı anlamındadır. Ondan türetilen bay-an kelimesindeki -an eki olumsuzluk eki olarak katılmasa bile "bay olmayan" anlamına gelir. Yani güçsüz ve iktidarsız. Anlamı konusunda her ne kadar tartışma varsa bile, bunu bir kenara bıraksak bile; kadına yapılan hitap şekli, erkeğe hitap şekli olan "bay" dan türeyemez. Bu cinsiyetçi bir yaklaşımdır. Ve tabiki kabul edilemez. Cinsiyetleri ayırırken "Kız-

Başkasının Tuğlası

Resim
  İnsan, kendisini dahi anlamıyorken, anlaşılmayı bekleyen bir varlık. Binlerce kitap yazılıdır kendisi hakkında, binlerce çıkmaza girer yine. Gerçek anlamda anlaşılmak bizi mutlu edecek mi, tatmin edecek mi bu bile belli değildir. Belkide anlaşılmamak bizi tatmin ediyor. "Anlaşılmamak nasıl tatmin eder?!" diye düşünenler olabilir. Tatmin eder efendim, çünkü sen zaten kendinin anlaşılmasından çok, fark edilmeyi seversin. İşte tam da burada "varlık" olmaya gerçek anlamını kazandırmaya başlarsın veya sanırsın. Kendine bir ev bulma, yer edinme güdüsünü hiçbir zaman içinden çekip atamazsın. Bu yüzden insanlar arasında statü vazgeçilmezindir. Bu yüzden insanın fark edilmeyi istemek gibi bir hüsranı vardır; içten içe bu çok hüzün vericidir. Fark edilmeyi isterken farkında mıdır peki? Fark edilmek kelimesinin kökü olan fark, ayrı olanı kasteder. Fark edilmek için ayrı olmak gerek. Bunun farkında olan insan ayrı olmaya çalışır. İşte tam da burada maskelerimizi takarız. Bi

Bir lisan, büyük insan: Mîr Celadet Alî Bedîrxan

Resim
  Bir lisan, bir insan demekti. Mîr Celadet, bir dilin savaşını değil bir insanlık savaşı veriyordu. Kimdir bu Celadet? Binlerce yıldır Mezopotamya'yı ekip biçen, Asur'a Pers'e göğüs geren, Zagros'un, Cudî'nin, Ararat'ın, Kurmênc'in öz çocuklarının dil süvarisi... Yaşamı sürgünler, baskılar ve tehditler altında geçen, yine de durmayan, dedesi Mîr Bedîrxan'ın azminin, atası Ehmedê Xanî'nin dilinin izcisi idi. Mîr Celadet, 26 Nisan 1893'te İstanbul'da sürgünde olan ailesine ilk selamını verir. Emîn Alî Bedîrxan'ın oğlu, Kamiran Bedîrxan'ın kardeşi olur. Daha sonraları kendi dilinin Miri... Oldukça zeki ve cesur olan Celadet, daha gençliğinde kendi dili için çalışmalara başlar. Sürgün ve tehditlere rağmen yılmaz, İstanbul Üniversitesi'den hukuk okuyup, Almanya da doktorasını tamamlar. Celadet 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nde de savaşır. Osmanlının yıkılışından sonra yeni rejim de onlara karşı durur ve 1922'de babası

Yabanda Bir Gül: Şîlan

Resim
  Fındık... Kış aylarında döllenen ve çiçeklenen tek bitkidir. İçindeki yağlar, proteinler, vitamin ve minareller sayesinde insan vücuduna inanılmaz bir katkı sağlar. Kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum, kan yapımında görev alan demir, büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişmesinde rol oynayan çinko için, en iyi bitkisel kaynaklardan biridir. Fındık aynı zamanda yaraların erken iyileşmesini sağlar. İnsan... Dört mevsim döllenebilen ama çiçeklenemeyen bir canlıdır. İçindeki yağlar, proteinler, vitaminler kemikler ve kaslar; yaşayabilmek için inanılmaz bir mekanizmaya sahiptir. Bir insanın kemiği 4.000 newtonluk güce sahiptir. Bir boksörün yumruğu 5.000 newton güce sahiptir. Bir tekme ise 9.000 newtonluk gücü aşabilir. Bir fındığın kırılması için en düşük 167 newtona ihtiyaç duyar. Ve her gün alınacak bir avuç fındık bu kemiklerin her daim zinde olmasını sağlar. Bir erkek, bir kadın... Bir erkek bir kadına oranla daha çok ağırlığa ve kassal güce sahiptir. Kemik y