Bir lisan, büyük insan: Mîr Celadet Alî Bedîrxan


 Bir lisan, bir insan demekti. Mîr Celadet, bir dilin savaşını değil bir insanlık savaşı veriyordu.

Kimdir bu Celadet?
Binlerce yıldır Mezopotamya'yı ekip biçen, Asur'a Pers'e göğüs geren, Zagros'un, Cudî'nin, Ararat'ın, Kurmênc'in öz çocuklarının dil süvarisi...
Yaşamı sürgünler, baskılar ve tehditler altında geçen, yine de durmayan, dedesi Mîr Bedîrxan'ın azminin, atası Ehmedê Xanî'nin dilinin izcisi idi. Mîr Celadet, 26 Nisan 1893'te İstanbul'da sürgünde olan ailesine ilk selamını verir. Emîn Alî Bedîrxan'ın oğlu, Kamiran Bedîrxan'ın kardeşi olur. Daha sonraları kendi dilinin Miri...
Oldukça zeki ve cesur olan Celadet, daha gençliğinde kendi dili için çalışmalara başlar. Sürgün ve tehditlere rağmen yılmaz, İstanbul Üniversitesi'den hukuk okuyup, Almanya da doktorasını tamamlar. Celadet 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesi'nde de savaşır. Osmanlının yıkılışından sonra yeni rejim de onlara karşı durur ve 1922'de babası ve kardeşleriyle beraber idamları istenir. Bunun üzerine Emîn Alî Bedirxan Mısır’a gider, Kamiran ve Celadet de Avrupa’ya yerleşirler.
Celadet, 1930’dan sonra daha çok dil ve edebiyata yönelir, Kürtler için paha biçilmez çalışmalar yapar. Kürtçe gramer kurallarını anlatan kitap hazırlar. Kürtçe'nin yanında yedi dil bilen iyi bir dil bilimcidir aynı zamanda. Kendi dili hariç Yedi dil bilen kaç diplomat, kaç başkan, kaç yazar biliriz şu an? Ama neyse Celadet Kürt'tür... Olmayan bir dilin savunuculuğunu yapmıştır(!) İdamı haktır(!)
1932’de Kürt edebiyatının modernleşmesinde büyük etkisi olan Hawar ve Ronahî dergilerini çıkarır. Emîn Beg Celadet'e vasiyetinde sadece bir tane Kürtçe dergi, gazete istemişti. Celadet vasiyetini sadece yerine getirmekle kalmaz, tüm atalarının vasiyetini yerine getirir. Dili için en önemli çalışmaları yapar. Kürt aydınlarına cesaret verir. Bir tür bilinç uyandırır. Mehmed Uzun'ları var eden kim sanıyorsunuz? Uzun eksik kalmaz, Kader Kuyusu kitabında Celadeti ve ailesini anlatır, Celadet'e minnetini gösterir.
Celadet; Hawar’ın etrafında Kamiran Bedîrxan, Osman Sebrî, Nuredîn Zaza, Qedrîcan, Cegerxwîn gibi birçok Kürt aydınını toplayarak adına “Hawar ekolü” denilecek bir kimlik yaratır. Her ne kadar Xelîl Xeyalî, Latin alfabesini Kürtçede ilk defa kullanmış olsa da Celadet, Hawar dergisinde Latin alfabesini Kürtçeye uyarlayıp pratiğe geçirmiştir.
Kürt dili, alfabesi, lehçeleri üzerine birçok eser yazdı. Bugün Kürtlerin, belli kurallara sahip bir dille okuyup yazmalarının önünü açtı ve sonraki kuşaklarının dillerinin önemini fark etmeleri için elinden geleni yaptı. Saygın ve varlıklı bir ailenin mensubu olmasına rağmen tüm zenginliği, varlığı ve ünvanı bir kenara atıp, kendi dilinin mücadelesini verdi. Bedeller ödedi...
Hawar'da bir yazısında Celadet Kürtlere sitemini şu sözlerle eder. "Yavrum ayıptır, ya kendi dilinizi öğrenin ya da 'biz Kürt'üz' demeyin. Dilsiz bir Kürtlük size hiçbir saygınlık kazandırmaz, bu bizim için büyük bir utançtır. Kendi dilleriyle okuma yazmayı öğrenerek varlıklarının anahtarını ceplerine koyanları ve böylece kendilerini yabancıların etkisinden kurtaranları kutluyorum, ne mutlu onlara! Diğer dillerin alfabeleriyle okuma yazmayı bildikleri halde kendi dillerinin alfabesini henüz tanımayanlara da bin kez yazıklar olsun diyorum."

Bugün 2006’dan beri kutlanan Kürt Dil Bayramı, Celadet’in Hawar’ın çıkarıldığı tarih olan 15 Mayıs’ta kutlanıyor. Ömrü dil, Kültür mücadelesi içinde ağır bedeller ile geçen Mîr Celadet 15 Temmuz 1951 de Şam'da hayata veda eder.

Bu kadar değerli bir şahsiyeti unutmak veya tanımamak bizim için de utanç olacaktır. Geçmişini bilmeyen, geleceğini bilemeyecek...

Ruhu şad olsun. Büyük saygı ve minnetle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugün, neden kadınlar günümü kutlamadın diyen kadınları göreceksiniz…

Yabanda Bir Gül: Şîlan